Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, çok yakında Türkiye'de makro  ihtiyati çerçeve anlamında önemli bir yapısal reform yapacaklarını belirterek,  "25 bin şirketimizin döviz yükümlülüğü var. Bu 25 bin şirketimizin 23 bininin  döviz yükümlülüğü 15 milyon dolar ve altında. Bunlar nispeten küçük, kısmen orta  ölçekli şirketler. 23 bin şirketin açık pozisyondaki payı yüzde 16 civarı. 2 bin  büyük firmanın ise payı yüzde 84 civarı. Biz ilk aşamada 2 bin firmaya ilişkin  veri toplamanın yasal altyapısını bu hafta oluşturduk. Bir çerçeve oluşturacağız.  Bu küçük ve kısmen orta ölçeklilere biz doğrudan doğruya sınırlama getireceğiz.  Niyetimiz şu; hane halkına aldığımız tedbire benzer bir tedbir alacağız."  değerlendirmesinde bulundu.

Türk Lirası'nda aşağı yönlü trendin algı ile ilgili olduğunun altını çizen Şimşek, kamu açığının makul düzeyde ve kamu maliyesinin nispeten güçlü olduğunu ifade etti.

 

“Sermayemiz şokları kaldırabilecek düzeyde” diyen Şimşek, bankacılık sermayesinin önemli bir şoku kaldırabileceini dile getirdi.

 

Bankacılık sektörünün en önemli sorununun kredi mevduat oranının çok yüksek olması olduğunu vurgulayan Şimşek, ABD'deki dava ile ilgili olarak da değerlendirmede bulundu.

 

Şimşek, “ABD'deki davaşu anda bir belirsizlik, bir bankamız ile ilgili bilgi talebi var” dedi ve “bankalara gereken desteği mevcut yasal çerçevede sağlarız” diye devam etti.

 

Başbakan Yardımcısı, kur etkisinin dolaylı olarak bankacılık bilançosunu etkilediğini belirtti. Hanehalkının Döviz yükümlülüklerinin ise fazla olmadğını söyleyen Şimşek, reel sektörün çok ciddi bir Döviz açığına sahip olduğunu ifade etti.

 

TL'deki değer kaybı ve oynaklığın reel sektör için önemli bir endişe kaynağı olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Döviz yükümlülüğü olan küçük ve orta ölçeklilere doğrudan sınırlama getireceğiz” dedi.